The "finals round" is now underway in this pair. Viewers are invited to vote for their favorite translations at this time. The winner(s) in this pair will then be announced. The finals round will end Jul 22, 2024 03:00 GMT. Submission period: Entries are submitted Qualification round: Peers rate entries to determine finalists Finals: Winners are selected by peers Source text in English [...] “I have a proposal.” It leaned forward like my friend April does when she wants to tell a secret, even though none of her secrets are any good. Or even really secrets. “If you don’t tell anyone I am here, I can fix your eyes.”
“Get out of town!”
It blinked a couple of times. “That is what I am attempting to do.”
“What I mean is you can’t do that!”
“Why not?”
“Well, no one else has been able to fix my eyes, besides with glasses.”
“I have certain abilities. You will see, provided…”
“…I don’t tell anyone about you?”
“That is the heart of it, that is the nub.”
“How do I know you won’t blind me? You could be like one of those telemarketers making promises but totally lying.”
It started waxing on, waxing off again. “I would not do such a thing to a creature who has done me no harm.”
“Meaning if I harmed you, you could make me go blind?”
“That’s on a need-to-know basis.”
“And if you fix my eyes, and I don’t tell anyone about you, you’ll leave our fields?”
“That’s the heart of it!” [...] | There were 8 entries submitted in this pair during the submission phase.Entries may now be compared and ranked by peers to determine the winner(s).
Contestants may not include their own entries among those they designate as the top three in this pair.
You must be logged in to rate and vote in ProZ.com translation contests. For certain forms of participation, membership may be required.
Login now » | [...] “Bir teklifim var” dedi tıpkı arkadaşım April’in bir sır vereceği zamanlarda yaptığı gibi öne doğru eğilerek, gerçi onun verdiği sırlar ya bir şeye benzemez, ya da gerçekten sır falan değildir. “Eğer burada olduğumu kimseye söylemezsen, gözlerini iyileştirebilirim.” “Kasabadan defol git!” Birkaç kez gözlerini kırpıştırdı. “Benim de niyetim bu zaten.” “Demek istediğim, yapamazsın ki!” “Nedenmiş?” “Şey, çünkü bugüne kadar gözümü gözlükten başka iyileştirebilen olmadı hiç.” “Bazı yeteneklerim var, sen de göreceksin ancak…” “…ancak kimseye senden bahsetmezsem, öyle mi?” “Aynen öyle, tam da öyle!.” “Beni kör etmeyeceğini ne bileyim? Sen de şu vaatlerde bulunan ama söylediği her şey yalan olan dolandırıcı satıcılar gibisindir belki.” Tekrar geri çekilip ileri uzandı. “Bana hiçbir zararı olmamış bir yaratığa böyle bir şey yapmam.” “Yani sana zarar vermiş olsam beni kör edebilirdin, öyle mi?” “Onu o zaman düşünürüm.” “Eğer gözlerimi iyileştirirsen ve senden kimseye bahsetmezsem topraklarımızı terk edecek misin?” “Aynen öyle!” [...] ![](https://cfcdn.proz.com/images/pftv6/dark_arr_down.gif) | Entry #37649 — Variant: Standard-İstanbul istatur
- 2 users entered 2 "dislike" tags
- 1 user agreed with "dislikes" (1 total agree)
Kasabadan defol git! | | No comments | |
| [...] "Bir önerim var." Arkadaşım April'ın, bana bir sır vermek istediğinde -gerçi sırlarının hiçbiri iyi değildi, hatta tam olarak sır oldukları bile söylenemezdi- yaptığı gibi öne doğru eğildi. "Burada olduğumu kimseye söylemezsen gözlerini iyileştirebilirim." "Hadi canım!" Birkaç kez gözlerini kırptı. "Yapmaya çalıştığım şey bu." "Demek istediğim şu ki gözlerimi iyileştiremezsin!" "Neden?" "Şu ana kadar hiç kimse gözlük yardımı olmadan gözlerimi iyileştiremedi." "Bazı yeteneklerim var. Göreceksin; tabii eğer…" "…Kimseye senden bahsetmezsem mi?" "Evet, konunun can alıcı noktası, özü o." "Peki, beni kör etmeyeceğini nereden bileceğim? Çeşitli vaatlerde bulunan ama her söyledikleri yalan olan şu telefon pazarlamacıları gibi biri olabilirsin. Elleriyle cilalama ve parlatma hareketini yapmaya başladı. "Bana hiçbir zarar vermeyen bir canlıya böyle bir şey yapmam." "Yani sana zarar verirsem beni kör edebilir misin?" "Bu gizli bir bilgi." "Peki, gözlerimi iyileştirirsen ve senden kimseye bahsetmezsem tarlalarımızı terk edeceksin, öyle mi?" "Evet, meselenin özü bu!" [...] ![](https://cfcdn.proz.com/images/pftv6/dark_arr_down.gif) | Entry #38105 — Variant: Not specifiednone
- 1 user entered 1 "dislike" tag
- 1 user agreed with "dislikes" (1 total agree)
- 1 user disagreed with "dislikes" (1 total disagree)
| Inconsistencies Doesn't work when you read "that's what I am attempting to do" | No comments | |
| [...] “Bir teklifim var.” Verdiği sırların hiçbiri keyif vermese de, hatta sır bile olmasa da arkadaşım April’ın sır vermek istediğinde yaptığı gibi öne eğildi. “Burada olduğumu kimseye söylemezsen gözlerini düzeltebilirim.” “Git başımdan!” Birkaç kez gözlerini kırptı. “Ben de onu yapmaya çalışıyorum.” “Böyle bir şey yapamazsın demek istedim!” “Neden olmasın?” “Şimdiye kadar hiçbir şey gözlerimi düzeltemedi. Gözlükler dışında.” “Özel yeteneklerim var. Sen de göreceksin, tabii…” “…Senden kimseye bahsetmezsem mi?” “Aynen öyle. İşin özü bu.” “Beni kör bırakmayacağını nereden bileyim? Çeşit çeşit sözler veren ama aslında tamamen yalan söyleyen telepazarlamacılar gibi olabilirsin.” Yine o cilala, parlat hareketini yapmaya başladı. “Bana zarar vermemiş birine asla böyle bir şey yapmam.” “Yani sana zarar verseydim beni kör mü edecektin?” “Onu ancak bana zarar vermeye çalışanlar bilir.” “Gözlerimi düzelteceksin ve senden kimseye bahsetmezsem topraklarımızdan ayrılacaksın, öyle mi?” “İşin özü bu!” [...] ![](https://cfcdn.proz.com/images/pftv6/dark_arr_down.gif) | Entry #38161 — Variant: Standard-İstanbul istatur
- 2 users entered 2 "like" tags
- 1 user disagreed with "likes" (1 total disagree)
“Git başımdan!” | Good term selection | No comments | |
-1 ![](https://cfcdn.proz.com/images/pftv6/chat_icon.gif) 1 Yine o cilala, parlat hareketini yapmaya başladı. | Flows well It's a reference to Miyagi in the movie The Karate Kid. It flows better than the other translations. | | |
- 1 user entered 1 "dislike" tag
Verdiği sırların hiçbiri keyif vermese de, hatta sır bile olmasa da | Mistranslations | No comments | |
| […] “Sana bir teklifim var.” Arkadaşım April’in o hiçbir işe yaramayan, hatta sır bile denemeyecek sırlarından birini vermek istediğinde yaptığı gibi öne doğru eğildi. “Burada olduğumu kimseye söylemezsen gözlerini iyileştirebilirim.” "Yürü git!" Gözleri birkaç kez kırpıştı. “Ben de onu yapmaya çalışıyorum.” “Yani bunu beceremezsin demek istiyorum.” “Neden? “Çünkü gözlerim için gözlük dışında bir çare bulabilen kimse çıkmadı.” “Benim bazı yeteneklerim var. Görürsün, eğer sen…” “… kimseye senden söz etmezsem, öyle mi?” “Tam isabet, işin özü bu.” “Gözlerimi kör etmeyeceğini nereden bileyim? Her sözü yalan tele pazarlamacılar gibi biri olabilirsin.” Yeniden döne döne uzayıp kısalmaya başladı. “Bana zarar hiçbir zararı olmayan bir yaratığa bunu yapmam.” “Yani sana zarar verirsem beni kör edebileceğini mi söylüyorsun?” “Bunun yanıtını ancak mutlaka gerekliyse verebilirim.” “Gözlerimi iyileştirirsen ve ben de senin hakkında kimseye bir şey söylemezsem tarlalarımızı terk edecek misin?” “Tam isabet!” […] ![](https://cfcdn.proz.com/images/pftv6/dark_arr_down.gif) | Entry #37747 — Variant: Standard-İstanbul istatur
- 1 user entered 1 "like" tag
- 2 users agreed with "likes" (2 total agrees)
+2 Arkadaşım April’in o hiçbir işe yaramayan, hatta sır bile denemeyecek sırlarından birini vermek istediğinde yaptığı gibi öne doğru eğildi. | Flows well | No comments | |
- 1 user entered 2 "dislike" tags
- 2 users agreed with "dislikes" (2 total agrees)
| Spelling "April" is pronounced as "Eyprıl", so the suffix should be "ın" | No comments | |
+1 Bana zarar hiçbir zararı olmayan bir yaratığa bunu yapmam. | Syntax Syntax issue due to repetition of "zarar" | No comments | |
| ...“Sana bir teklifim var.” Arkadaşım April’in, hiçbir işe yaramayacak, hatta sır bile sayılmayacak sırlar verirken yaptığı gibi, öne eğildi. “Burada olduğumdan kimseye söz etmezsen, gözlerini düzeltebilirim.” “Bas git buradan!” Birkaç defa gözlerini kırptı. “Ben de ona uğraşıyorum.” “Söylediğin şeyi beceremezsin anlamında söyledim.” “Neden?” “Gözlükle iyileştirenleri saymazsak, gözlerimi düzeltebilen kimse çıkmadı.” “Bazı yeteneklerim var. Sana gösterebilirim. Tabii eğer…” “…senden kimseye söz etmezsem mi?” “Tam isabet! Tek kural bu.” “Gözlerimi kör etmeyeceğini nereden bileyim? Ya sen de telefonda bir şeyler satarken verdikleri tüm sözler, yalan çıkan satıcılar gibiysen…” Yine, "Karateci Çocuk" filminin unutulmaz "Cilala, Parlat" sahnesindeki gibi avuç içleriyle daireler çizmeye başladı. “Bana zarar vermeyen bir yaratığa öyle bir şey yapmam.” “Yani, 'Zarar versen kör ederdim.' mi diyorsun?" “Bunu, bilmen gerekirse öğrenirsin.” “Peki, gözlerimi düzeltirsen, ben de kimseye senden söz etmezsem, tarlalarımızdan gidecek misin?” “Tam isabet!”... ![](https://cfcdn.proz.com/images/pftv6/dark_arr_down.gif) | Entry #37958 — Variant: Standard-İstanbul istatur
| [...] “Sana bir teklifim var.” Benimle bir sırrını paylaşmak istediğinde öne eğilen arkadaşım April gibi öne eğildi. Gerçi April’in sırlarından pek bir şey çıktığı söylenemez. Hatta sır oldukları da söylenemeyebilir. “Gözlerini düzeltebilirim, ama benim burada olduğumdan kimseye bahsetmeyeceksin.” “Defol git ya!” Gözlerini kırpıştırdı. “Ben de öyle yapmaya çalışıyorum zaten.” “Demek istediğim, gözlerimi düzeltemezsin!” “Nedenmiş o?” “Çünkü gözlük takmak dışında bir çözüm bulabilen kimse olmadı bugüne kadar.” “Benim bazı güçlerim var, işin sırrı bu.” “Beni kör yapmayacağını nereden bileceğim? Sürekli bir şeylerin sözünü verip hiçbir sözü tutmayan telefon pazarlamacıları gibi olabilirsin.” Yine ellerini ovuşturmaya başladı. “Bana hiçbir zararı dokunmamış bir canlıya böyle bir şey yapacak değilim.” “Yani, eğer sana zararım dokunursa beni kör mü yaparsın?” “Bunu sadece zararın dokunursa öğrenirsin.” “Peki, gözlerimi düzeltirsen ve kimseye senden bahsetmezsem, topraklarımızdan gider misin?” “Tam olarak!” [...] ![](https://cfcdn.proz.com/images/pftv6/dark_arr_down.gif) | Entry #38047 — Variant: Not specifiednone
- 1 user entered 1 "dislike" tag
düzeltebilirim | Mistranslations Not the right word to describe the verb | No comments | |
| [...] "Bir teklifim var." Arkadaşım April'in bir sır vermek istediğinde yaptığı gibi öne doğru eğildi, sırlarının hiçbiri iyi olmasa da... Ya da gerçek sırlar. "Kimseye burada olduğumu söylemezsen, gözlerini düzeltebilirim." "Defol git şehirden!" Birkaç kez gözlerini kırpıştırdı. "Yapmaya çalıştığım şey bu." "Demek istediğim, bunu yapamazsın!" "Neden olmasın?" "Gözlüklerim dışında başka hiç kimse gözlerimi düzeltemedi." "Belli yeteneklerim var. Göreceksin, yeter ki..." “… Senden kimseye bahsetmiyorum?" "İşin özü bu, özü bu." "Beni kör etmeyeceğini nereden bilebilirim? Söz veren ama tamamen yalan söyleyen telefon pazarlamacılarından biri gibi olabilirsiniz. " Ağda yapmaya başladı, tekrar ağdalandı. "Bana hiçbir kötülük yapmayan bir yaratığa böyle bir şey yapmam." "Yani sana zarar verirsem beni kör edebilir misin?" "Bu, bilinmesi gerekenler temelinde." "Ve eğer gözlerimi düzeltirsen ve senden kimseye bahsetmezsem, tarlalarımızı terk edecek misin?" "İşin özü bu!" [...] | Entry #37888 — Variant: Not specifiednone
- 1 user entered 1 "dislike" tag
- 2 users agreed with "dislikes" (2 total agrees)
+2 Ağda yapmaya başladı, tekrar ağdalandı. | Mistranslations Mistranslation. | No comments | |
| “Sana bir teklifim var”. Arkadaşım April’in, hiçbir işe yaramayacak, hatta sır bile sayılmayacak sırlar verirken yaptığı gibi, öne doğru eğildi. “Burada olduğumdan kimseye söz etmezsen, gözlerini düzeltebilirim.” “Bas git buradan!” Birkaç defa gözlerini kırptı. “Ben de ona uğraşıyorum.” “Söylediğin şeyi beceremezsin demek istemiştim!” “Neden?” “Gözlükle iyileştirenleri saymazsak, gözlerimi düzeltebilen kimse çıkmadı.” “Bazı yeteneklerim var. Sana gösterebilirim. Tabii eğer…” “…senden kimseye söz etmezsem mi?” “Tam isabet! Tek kural bu.” “Gözlerimi kör etmeyeceğini nereden bileyim? Ya sen de telefonda bir şeyler satmaya çalışırken sözler verip de tüm sözleri yalan çıkan satıcılar gibiysen…” Elleriyle boşlukta cam siler gibi daireler çizerek yaptığı hareketini yine yapmaya başladı. “Bana zarar vermeyen bir yaratığa öyle bir şey yapmam.” “Yani, zarar versen kör ederdim mi diyorsun?” “Bu, bilmen gerekirse öğrenebileceğin bir şey.” “Peki, gözlerimi düzeltirsen, ben de kimseye senden söz etmezsem, tarlalarımızdan gidecek misin?” “Tam isabet!” ![](https://cfcdn.proz.com/images/pftv6/dark_arr_down.gif) | Entry #37961 — Variant: Standard-İstanbul istatur
| | | | | X Sign in to your ProZ.com account... | | | | | | ProZ.com translation contestsProZ.com translation contests offer a fun way to take a break from your normal routine while testing and honing your skills with fellow translators.
ProZ.com Translation Contests. Patent pending. |